Minyatür Nedir?

Minyatür nedir? Cisim ve varlıkların küçük boyutlarla ve kendine has anlatım dilleriyle resmedilmesine minyatür denmektedir. Minyatürler çoğunlukla geleneksel olarak da adlandırılabilen tekniklerle resmedilirken aynı zamanda buna uygun malzemelerle oluşturulur. Genelde eski el yazması kitaplarda karşılaşılan minyatür çalışması çeşitleri, yazılarla anlatılmak isteneni dönemin koşul ve durumunu kişiye gerçekçi bir şekilde aktarılmak için kullanılmıştır. Özellikle de Türk kültüründe sıkça rastlanmaktadır.

En Çok Bilinen Minyatür Sanatçıları Kimlerdir?

Osmanlı döneminde minyatür sanatçılarına nakkaş denmekte ve bu işle uğraşanlar isminin yanında nakkaş adını da taşımaktaydı.

  • Nakkaş Nigari
  • Nakkaş Osman
  • Nakkaş Nakşi
  • Seyyid Lokman
  • Nakkaş Hasan
  • Levni
  • Süheyl Ünver

o dönemin ünlü nakkaşlarından yani ünlü minyatür sanatçılarındandı.

Günümüze gelindiğinde ise Şermin Ciddi, Nilgün Gencer, Arya Kamalı, Günseli Kato gibi isimler modern Türk minyatür sanatçıları arasında yer almaktadır. Her ne kadar modern minyatür sanatı eski dönemlerde olduğu kadar değer görmese de hala daha minyatür sanatı üzerine yoğunlaşan ve bu yönde kariyerini ilerleten isimler yetişmektedir.

Minyatür Sanatı Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Şuanda dünyanın dört bir yerinde çeşitli minyatür örnekleri bulunsa da, ilk minyatür çalışması örnekleri doğu kültürlerinde yer alır. En eski bulunmuş minyatür örneği ise M.Ö. 2 yy ait olmakla beraber Mısır’da papirüslerin üstünde kendine yer bulmuştur. Daha sonrasındaysa minyatür sanatı Romalıların, Yunanların, Süryanilerin, Bizanslıların ve Uygurların kültürlerine işlenmiştir. Osmanlı’da ortaya çıkan ve minyatür sanatına bambaşka bir yön veren çalışmaların temeli ise Uygurlardan gelmektedir.

Minyatür Tarihçesi

Osmanlılarda ciddi bir sanat olarak görülmeye başlanan nakkaş uğraşı en çok bu dönemde değer görmüştür. Devrin özelliklerini gözler önüne seren çalışmalar halkın gündelik hayatını tasvir edilecek şekilde resmedilebildiği gibi saray hayatının av, şölen, galibiyet, düğün gibi olgularını da göstermekteydi.

Kanuni Sultan Süleyman dönemine gelindiğindeyse minyatür sanatı altın çağını yaşamaktaydı. Geleneksel teknik ve çizimlerin yerine dönemin nakkaşları kendi stillerini oluşturuyor ve önemli eserlere can veriyordu. 19. Yüzyıldaki yenileşme ve batı hareketleri ise minyatür sanatı üzerinde de gözle görülür değişiklikler yarattı. Eserler artık batı sanatına uygun bir şekilde resmediliyordu.

Baskı makinesinin yaygın kullanımından sonra ise minyatür sanatı genel olarak madalyon ve portre yapımı için kullanılmaya başlandı. Böylece minyatüre olan ilgi de yavaş yavaş kaybolmaya ve dar bir kesim tarafından canlı tutulmaya çalıştı. Günümüze gelindiğinde çağdaş resim teknikleriyle oluşturulan minyatür örnekleri hala daha bazı önemli modern minyatür sanatçıları tarafından oluşturulmaktadır.

Minyatür Sanatının Özellikleri

Minyatür sanatının en önemli özelliklerinden biri küçük ayrıntılarla dolu genel bir bütünlük anlayışının benimsenmesi ve çeşitli derinlik algılarından yoksun olmasıdır. Bunun için resimler üzerinde çeşitli ışık ve gölge oyunları yapmaz. Renkler canlı ve genelde geçişsiz bir şekilde kullanılır. Ayrıca renklerin canlı olmasına özenle dikkat edilir, bunun için çeşitli teknikler geliştirilirdi.

Minyatür sanatının bir diğer önemli özelliği ise özellikle el yazması kitaplarda çeşitli işlemelerle donatılmasıdır. Dönemin çizerleri buna önem veriyor ve bir gelenek olarak görüyorlardı.

Minyatür çalışması örnekleri her ne kadar ayrıntıcı bir anlayışla resmedilmiş olsa da, bu noktadaki asıl amaç realizm değildi. Eserlerden döneme ait pek çok bilgi elde edilebilir ancak bunlar bire bir çizimler değildir. Üstelik bazı minyatür çalışmalarında soyut tasarılar da kullanılabilmektedir.

Minyatür Hangi Malzemelerle Yapılır?

Minyatürler dönemine göre kağıt, papirüs, fildişi, parşömen kağıdı gibi farklı yapılar üzerlerine resmedilmiştir. Ayrıca bu malzemeler bize minyatürün hangi döneme ve kültüre ait olduğu hakkında da bilgi verebilmektedir. Çizim fırçalarına gelindiğinde ise bu fırçalar yavru kedilerin ense tüylerinden elde edilmekteydi. İnce bir yapıya sahip olan fırçalar sayesinde oldukça küçük detaylar bile resimde gösterilebilir bir hale gelirdi.

Osmanlı döneminde kullanılan toprak boyalar günümüzde kendisini akrilik boyalara bırakmaktadır. O dönemde yine boyaya yardımcı malzemeler olarak yumurta akı, üzüm suyu ve tutkal gibi malzemelerden de faydalanılmıştır. Minyatür sanatındaki değeri arttırmak ya da padişahlara verilen değeri göstermek için eski dönemlerde yaprak altın işlemeler ve kaplamalar da minyatür sanatında tercih edilmiştir.