Septisizm Nedir?
Septisizm nedir sorusuna net bir yanıt vermek, bu felsefenin sınırlamalarına aykırıdır. Fakat felsefi bir akım olan septisizm , kuşkuculuk anlamına gelmektedir. Herhangi bir durum, bilgi veya varlık hakkında, kesinlik ve güvenilirlik bulunmadığı savını taşıyan septisizmin temeli ise Antik Yunan felsefesine dayanımaktadır. Günümüzde, dogmatik bilgilerin sorgulanmasını teşvik etmek amacıyla bir yöntem olarak başvurulabilen bu felsefe, aslında doğrudan mutlak bilginin varlığına karşı çıkmaktadır. Farklı yaklaşımları bulunan septisizm türlerinin, aynı zamanda farklı sonuçlar elde etmeye yarayacak kendilerine has soruları da vardır. Fakat temelde tüm septik bakış açıları, dogmatik bilginin varlığını reddetmek üzerine kuruludur.
Septisizm Temsilcileri Kimlerdir?
Antik Yunan felsefesine dayanan septisizm felsefe akımı, pek çok düşünür tarafından desteklenmiştir. Septisizm filozofları , bilginin merkeze alındığı bu felsefenin temeline ise soru sorma eylemini yerleştirmiş; bir yandan da kuşkuculuk nedir sorusunun da mutlaka yanıtını aramışlardır.
Pyrrho
Septisizmin önde gelen savunucularından biri olan Pyrrho; bir inancın, iddianın veya varlığın, kesinliğinin bilinemeyeceğine inanmıştır. Bilgiye duyulan kuşku ve kuşkunun doğuracağı bilgi üzerine çalışmalar yapan Antik Yunan filozofu Pyrrho, septisizmin öncüsü sayılmaktadır.
Empyricus
Antik Roma dönemi düşünürü olan Sextus Empyricus, septisizmin önemli bir savunucularından biridir. “Outlines of Pyrrhonism” adlı eseriyle tanınan Empyricus, kuşkuculukta eşitlik ilkesinin işlenmesi gerektiğini savunmuştur.
Montaigne
16. yüzyıl Fransız filozofu olan ve tüm dünyaya adını “Denemeler” adlı eseriyle duyuran Michel de Montaigne, septisizmin temsilcileri arasında önemli bir yere sahiptir. Montaigne’in düşünce temelinde ise bilgiye erişimin sınırlı kaynaklarla gerçekleşmesi yatar. Bu nedenle henüz ulaşılamamış bilgilere karşı kuşkucu bir tutum sergilemek gerektiği üzerine yoğunlaşır.
David Hume
18. yüzyılda yaşamış bir İskoç filozofu olan David Hume, insan bilgisinin sınırlarını araştırmış; nedensellik, deneyim ve duyusal verilerin, bilgi edinme süreci üzerindeki rolünü sorgulamıştır. Fakat koşul fark etmeksizin herkesin, bilginin güvenilirliği ve doğruluğu üzerine sürekli soru sorulması gerektiğini savunmuştur.
Septisizm Kuşkuculuk Neyi Savunur?
Septisizm yani kuşkuculuk, adını aldığı temel sorgulama biçiminin hayatın her noktasında etkili olması gerektiğini savunur. Septisizm filozofları; bilgiyi duyular, din, bilginin sınırlılığı gibi bağlamlarda, sorgulamak gerektiğini öne sürmüşlerdir. Kuşkuculuğun temel olduğu felsefi öğreti, bu nedenle doğru ve kesin bilginin varlığından emin olunamayacağını savunmaktadır.
İlk Septik Düşünür Kimdir?
Kuşkuculuk felsefe akımının öncüsü olan ilk düşünür, Antik Yunan filozofu Pyrrho’dur. Filozofa göre duyular ve düşünceler, kaynaktan alınan bilginin doğruluğuna dair soru işaretleri bırakır. Bu nedenle herkes, kendi duyu ve düşünceleri doğrultusunda, aynı kaynaktan farklı kesinlikle bilgilere ulaşabilir. Pyrrho, bilginin mutlaklığının tam da bu sebeple mümkün olmadığını savunmuştur.
Septisizm Özellikleri
Septisizm bilgi anlayışı, bazı temel noktalar üzerine kuruludur:
Septisizm ne demek sorusuna verilebilecek en net yanıt, bu felsefi akımın şüphe üzerine kurulu olduğunu söylemek olacaktır. Dolayısıyla varlık, bilgi ve olgulara ilişkin her noktada soru sormak ve kuşku duymak gerektiğini öne süren septisizm felsefe akımı; bu savı bazı sınırlamalar üzerine kurgulamıştır. Bunlar;
- İnsan bilgisinin sınırlılığı,
- Duyusal algıların sınırlılığı,
- Akıl yürütme süreçlerinin sınırlılığı,
- Dilin sınırlılığı,
şeklindedir.
Septiklere Göre Neden Doğru Bilgi Yoktur?
Septisizm nedir denildiğinde pek çok kişinin aklına ilk olarak, dini yorumlamalar gelmektedir. Oysa septik düşünce, hayatın her noktasında karşılaşılabilecek olan bilginin sorgulanması gerektiği üzerine kuruludur. Çünkü septisizm bilgi anlayışı; insan algısının sınırlı ve göreceli olduğunu, bu nedenle mutlak bilgiye ulaşılmasının önünde engel teşkil ettiğini savunmaktadır. Septisizm; algıların yanıltıcı olduğunu, algısal deneyimlerin farklı yorumlanabileceğini, akıl yürütme süreçlerinde hata yapılabileceğini ve kültürel etkilerin, bilginin doğruluğu üzerinde etkili olabileceğini söylemektedir. Bu nedenle septikler, doğru ve mutlak bilgiye erişilemeyeceğini savunmuşlardır.